Bu mesajları duyabilmek için melekûti kulaklara sahip olmak gereklidir. Biz sıradan insanlar duyamayız. Peygamber Efendimiz ve Ehli Beyti’nin sözlerine bakalım.
Kafir kimse etrafındakilere şöyle seslenir:
-Şeytana aldandım, beni iyilikle doğru yoldan saptırdı.
- Dünyaya aldandım, ona güvendim ve Allah’ı unuttum gaflete düştüm.
- Dost canlısı insanlar tarafından aldatıldım, beni terk ettiler, aşağıladılar.
- Çocuklarıma aldandım, onların mutluluğu için dinimi, dünyamı heba ettim.
- Sevetime aldandım, Allah’a ve insanlara karşı cimri davrandım ve harcamadım.
- Şimdi ise uzun süredir kabirde acı çekiyorum ve inliyorum...
Ve son olarak der ki “ Yazıklar olsun bana. Allah yolunda gaflet içinde olduğum ve ihmalkarlıklarım için pişmanım....”
Peygamber Efendimiz bir hadisinde şöyle buyuruyor: Muhammed’in canı elinde olan O kudret üzerine yemein ederim ki! insanlar ölülerin yerini görseler ve konuşmalarını duysalar, onu bırakırlar ve kendileri için gözyaşı dökerlerdi. Çünkü o ölünün ruhu, bedeninin üzerinden bağırarak şöyle der: Ey ailem ve çocuklarım! Dünya beni aldattığı gibi sizi de aldatmasın, hayatım boyunca helalinden haramına kadar topladığım bütün malları diğerlerine bıraktım. Lezzetini başkaları aldı sorumluluğu ise bana aittir.
Muhsin Kıraati’nin İnanç İlkeleri (Mead) adlı kitabından alıntıdır.