IQNA

Ramazan’da kazanılan maneviyat nasıl devam eder?

14:47 - April 25, 2023
Haber kodu: 3480064
Rahmet ayı olan Ramazan sadece bir aya hapsolan bir zaman dilimi değil, tüm yılı kapsayacak genişliktedir. Nasıl ki Ocak ayı bir yıllık programları ayarladığımız miladi ayların başlangıcı ise Ramazan ayı da manevi dünyamızdaki değişimin başlangıç takvimi olmalıdır.

Ramazan kazanımlarının insanın hayatı boyunca devam etmesi için iç ve dış hatiplere ihtiyaç duyar. Ve bu yolu devam ettirebilmek için alimlerin ve büyüklerin uyarıları da dinlemelidir.

Ramazan ayından sonra dikkat etmemiz gereken önemli konulardan biri de bu mübarek ayda kazandıklarımızı koruyup saklayabilmektir. Hatta bazı büyükler bir sonraki ramazan ayına kadar da bu maneviyatı yükseltmeye çalışırlar. Ancak bir adım atmaya ve maneviyatını yükseltmeye çalışan insan sayısı çok değildir.

İnsanın yaratılışına baktığımızda diğer canlılardan farklı olduğumuzu görebiliriz. Meleklerin sadece manevi bir yönü vardır ve hayvanlarda sadece hayvanlık özellikleri vardır; ancak insan bu özelliklerin her ikisine de sahip olduğu için aradadır. Bu nedenle insan irfani olarak tam insan demektir. Yani varoluşun bütünlüğüne sahip olan hem maddi hem de manevi olan.

Basitçe söylemek gerekirse, insanı bu açıdan tanımlamak istiyorsak insanların kendisi için ihtiyaçları  ve gereksinimleri olan bir fiziksel yönü vardır. Sağlık ve hastalık insan için önem arzeder. Kendimizi sağlıklı ve formda tutmak için bazı talimatlara uymalıyız. Bu arada insanın ruhî korunmaya ve ilgiye muhtaç bir manevi yönü vardır. Alimler dualarında genellikle Allah’tan sağlık ve sıhhat isterler. Sahife-I Seccadiye’de okuduğumuz gibi onlar sadece bedenlerinin sağlığını aramıyorlar, Allah’tan ruh ve kalp sıhhatini de ihsan etmesini talep ediyorlar.

Kur'an-ı Kerim, ‘temiz bir kalb’in ahirette insanlara yardım edeceğinden bahseder:  “İnsanların diriltileceği gün ve Allah’a temiz bir kalple gelenler dışında malın da çocukların da fayda vermeyeceği gün beni mahcup etme!” (Şuarâ suresi 88-89. ayetleri)

Bu dünyada insan bedeni nefes almak, beslenmek, su içmek gibi bir takım şeylere ihtiyaç duyar. İnsan tabiatı dünyanın maddi çekicilikleri ve ait olma duygusuyla meşgul olduğu için manevi boyutu ihmal etmektedir. İnsanlar için uyarı ve hatırlatma unsurları sağlanmalıdır.

İnsanın kemâli dünyevi şeylerde nefsine hakim olmasına bağlıdır. Çocukluk döneminde  arzu iradeye hükmeder. Yetişkin insanlar ise  iradeleriyle arzularının üstesinden gelirler. Ramazan, kişinin iradesini güçlendirmek için harika bir eğitim kursudur.

Bu ayda insan ibadet yapmak ister, bu nedenle ne kadar yemek ve beslenme arzusu içinde olursa olsun, bu arzusunu bir kenara bırakarak güçlü ve manevi bir irade ile Cenâb-ı Hakk'a kulluk eder.

Nehcü'l-Balağa'da Hz Ali (a.s) oruç tutan bazı insanların sadece açlık ve susuzluk çektiğini ve gece uyanmakta zorladıklarını oysa Oruç tutan ve sağlıklı bir kalple uyanık kalanların ne kadar mutlu olduğunu söylüyor.

Medeniyetimizin ürettiği “Dünyası Ramazan olanın ahireti bayram olur” şeklindeki veciz söz de  bizce bunu ifade etmek içindir. Rabbim bizi de onlardan eylesin…

Bu yazı IQNA’nın Muhammed Esedi Germarudi ile yaptığı ropörtajdan alıntıdır.

4135779

captcha